Siyonizme Karşı Direniş ve Boykot
İslam topraklarını, bunlara saldıran veya işgal edenlerden kurtarmak Cihaddır. Bunlar İslam düşmanlarıdır. Bu Cihad kesin bir yükümlülüktür ve kutsal bir görevdir ve öncelikle o toprakların insanları üzerinedir. Eğer o topraklardaki Müslümanlar yeterli direniş yapamazlarsa, komşu ülkelerin Müslümanlarının yardım etmesi gerekir. Eğer bu da yeterli olmazsa, dünyadaki bütün Müslümanların yardım etmesi gerekir.
Filistin, Müslümanların ilk Kıblesinin bulunduğu topraklardadır, İsra ve Miracın gerçekleştiği yerdir, El-Aksa’nın ve kutsal toprakların bulunduğu yerdir. İşgalciler, inananlara karşı en fazla düşmanlığı besleyen kimselerdir ve dünyadaki en güçlü devlet tarafından desteklenmektedirler – ABD - ve aynı zamanda dünya Yahudi lobisi tarafından da destekleniyorlar.
Bir toprağı alıp içinde yaşayanları sürenlere, kan akıtanlara, onur kırıcı davranışlarda bulunanlara, evleri yerle bir edenlere, tarlaları ateşe verenlere ve ülkede anarşi çıkartanlara karşı Cihad etmek bir yükümlülüktür. Cihad bütün yükümlülüklerin en üstündeki yükümlülüktür ve Ümmetin öncelikli görevidir. Müslümanlar bununla emrolunmuşlardır. İlk önce söz konusu topraklardaki insanlar, bundan sonra onların komşuları ve son olarak bütün Müslümanlar. Şiddet yanlılarına karşı hepimiz bir bütün olmalıyız. Biz İslam ile birleşiyoruz, Şeriata inanç konusunda birleşiyoruz, Kıbleye inanç konusunda birleşiyoruz, ve aynı zamanda acı ve ümit konusunda da birleşiyoruz. Allah Teala’nın dediği gibi: “Aslında sizin Ümmetiniz tek bir Ümmettir.” (Kur’an, 21:92). Allah Teala aynı zamanda şöyle diyor: “Kesinlikle, inananlar ancak kardeştirler.” (Kur’an, 49:10). Allah’ın selamı ve rahmeti üzerine olsun, Peygamberimizin şöyle bir Hadisi vardır: “Müslüman, Müslümanın kardeşidir, ona zulüm edemez, onu yalnız bırakamaz, onun başına bir kötülük gelmesine göz yumamaz.” (Müslim’den rivayettir)
Şimdi, EL-Aksa’da ve Filistin’in kutsal topraklarındaki kardeşlerimizi ve çocuklarımızı görüyoruz cömertçe kanlarını döküyorlar, Allah yolunda istekle ruhlarını teslim ediyorlar. Bütün Müslümanların ellerindeki her yol ile onlara yardım etmeleri zorunludur. (Yüce Kur’an 8:72’ye bakınız).
Eğer insanlar din adına yardım isterlerse onlara yardım etmemiz gerekir. Bu desteğin vasıtası düşmanın mallarına uygulanacak tam bir boykottur. Mallarının alınmasında kullanılan her lira, kuruş vs. Sonunda Filistin’deki kardeşlerimiz ve çocuklarımızın kalplerine sıkılan bir kurşuna dönüşmektedir. Bu nedenle, mallarını satın almayarak onlara yardım etmemek bir yükümlülüktür (İslam düşmanlarına). Onların mallarını satın almak zorbalığa, zulüme ve şiddete destek olmak demektir. Onlardan mal satın almak onları güçlendirir; bizim görevimiz onları mümkün olduğunca zayıf düşürmektir. Bizim yükümlülüğümüz Kutsal Topraklardaki direnen kardeşlerimizi mümkün olduğunca güçlendirmektir. Eğer kardeşlerimizi güçlendiremiyorsak, düşmanı zayıflatmak gibi bir görevimiz var demektir. Eğer onları güçsüz düşürmenin tek yolu boykot ise, onları boykot etmemiz gerekmektedir.
Amerikan malları, aynı “İsrail” malları gibi yasaktır. Bu malların reklamını yapmak da aynı zamanda yasaktır. Günümüzde Amerika ikinci bir İsrail gibidir. Tamamen Siyonist varlığı desteklemektedir. Zorba, bunu Amerika’nın desteği olmadan yapamazdı. “İsrail’in” her şeyi haksızca yok etmesi ve zarar vermesi Amerikan parasını, Amerikan silahlarını ve Amerikan vetosunu kullanarak gerçekleşmektedir. Amerika bunu onlarca yıldır, İslam aleminden bu zalimce ve ön yargılı konumu nedeni ile herhangi bir yaptırım veya protestoya maruz kalmadan yapmaktadır.
İslam Ümmetinin Amerika’ya “HAYIR” deme zamanı gelmiştir. Şirketlerine “HAYIR” deme zamanı, piyasalarımızı dolduran mallarına “HAYIR” deme zamanı gelmiştir. Amerika her ne üretirse onu yiyor, içiyor, ve giyiyoruz.
Hz. Ali, Allah kendisinden razı olsun, şöyle demiştir: “Üç düşmanınız vardır; sizin düşmanınız, sizin düşmanınızın arkadaşları ve sizin arkadaşınızın düşmanları.” Amerika günümüzde sizin arkadaşlarınızın düşmanı olmaktan da ötedir; kendilerini İsrail için yok edebilirler. Dünya çapındaki İslam Ümmeti 1.3 milyarlık nüfusu ile ABD ve şirketlerini boykot ederek onlara zarar verebilir. Bu dinimizin bize yüklediği bir sorumluluktur ve Allah’ın yoludur. Başka ülkelerden bir alternatif ürün olduğu halde Amerikan veya İsrail ürünleri satın alan her Müslüman haram bir davranış içine girmektedir. Açıkça büyük bir günah işlemektedirler. Bu Allah’ın kurallarına karşı bir suçtur ve bu Allah tarafından cezalandırılmayı gerektirir ve insanların da kınamasına yol açar.
“İsrail” ve Amerika’daki kardeşlerimiz onlarla anlaşma yapmaya ve ürünlerini satın almaya zorlanmaktadırlar. Allah sizden yapamayacağınız bir şeyi yapmanızı istememektedir; sadece yapabileceğiniz şeyleri yapmanızı ister.
Allah şöyle diyor: “Allah’tan, korkabildiğiniz kadar korkun.” (Kur’an 64:16)
Peygamberimiz, selam ve rahmet onun üzerine olsun, şöyle demiştir: “Eğer size bir şey yapmanızı emredersem, yapabildiğiniz kadar yapın.” Amerika’daki Müslümanlar, Müslümanlara karşı en az saldırgan olan şirketler ile çalışmalıdırlar, Siyonistler ile en az müttefik olan şirketlerle çalışmalıdırlar. Siyonist şirketleri yapabildiğiniz ölçüde boykot edin.
Araplar ve Müslümanlar Siyonizm’e meyilli olan ve İsrail’i destekleyen bütün şirketleri boykot etmelidirler, o şirketin ulusal merkezinin neresi olduğu önemli değildir (örn. Marks and Spencer) ve bunun gibi Siyonistleri destekleyen ve “İsrail” devletine yardım eden herhangi bir kimseyi de bu şekilde boykot etmelidirler. Boykot çok etkili bir silahtır, geçmişte ve yakın tarihte kullanılmıştır. Bu silah müşrikler tarafından Mekke’de Peygamber Muhammed, selam ve salat üzerine olsun, ve ashabına karşı kullanılmıştır. Onlara büyük zarar vermişti; hatta yaprak yemek zorunda bile kalmışlardı. Bu silah aynı zamanda Peygamberin, selam ve rahmet üzerine olsun, ashabı tarafından Medine’deki müşriklere karşı savaşmak için de kullanılmıştı. Yakın zamanlarda ise, ulusların sömürgeciliğe karşı verdikleri özgürlük mücadelesinde boykot silahını kullandıklarını görüyoruz. Buna ünlü bir örnek Gandhi’dir, koca Hindistan toplumuna İngiliz mallarını boykot etmesini söylemiştir ve bu çok etkili olmuştur. Bir boykot hareketi sadece bir ulusun ve kitlelerin elindedir. Devletler insanları belli bir ülkeden mal satın almak konusunda zorlayamazlar. Bu silahı, ulusal ve dinsel düşmanlarımıza karşı kullanalım ve hala hayatta olduğumuzu onlara gösterelim ve Allah istemedikçe bu Ümmet ölmeyecektir. Boykotun bir çok değişik etkileri vardır; bu silah Ümmetin kendilerini diğer insanların zevki için olan kölelikten nasıl kurtaracakları konusundaki eğitimlerini tazeler. Onlar bizlerin bu yararsız şeylere müptela olmamızı istiyorlar, oysaki gerçekte bunların bize zararı çok. Boykot, Müslüman kardeşliğin ve Ümmetin dayanışmasının bir çeşit dışa vurumudur. Her gün kurban veren kardeşlerimize ihanet etmeyeceğimizi söylemek bizim görevimizdir.
Düşmanımıza kâr sağlayacak işlerde yer almayacağız. Bu boykot sadece bir başlangıçtır; Peygamberler şehrinde ve Cihadın müstahkem cephelerinde kardeşlerimiz tarafından yapılan büyük direnişe yardımcı olacaktır. Eğer dünyadaki her Yahudi kendisini, İsrail’i elinden geldiğince destekleyen bir asker olarak düşünüyorsa, tabi ki samimi şekilde kalbini ve malını kullanan her Müslüman da El-Aksa’yı özgürlüğe kavuşturacak bir askerdir. Bir müslümanın yapacağı en temel hareket düşmanının mallarını boykot etmektir. Allah şöyle buyuruyor: “Ey siz inananlar, siz birbirinizin koruyucususunuz. Eğer siz bu görevinizi yerine getirmezseniz büyük tefrika ve karışıklıklar çıkar.”
Eğer Yahudi veya Amerikan mallarını satın alan tüketici büyük bir günah işliyorsa, elbette bu malları alan ve bir acente gibi davranan tüccar da en büyük günahkârdır. Şirket başka bir ad altında çalışıyor olsa bile, insanları kandırdıklarının farkındadırlar. Tüm dünya çevresindeki Müslüman Ümmet varlığını ve kutsal olanı koruma konusundaki hassasiyetini göstermeye davet edilmektedir. İslam Ümmeti kimin kendisine müttefik olduğunu ve kimin de kendisine düşman olduğunu bilmek zorundadır. Ümmet, kendisini zayıflığa ve bunalıma kaptırmamalı ve bu zorbaca barışı kabul etmemelidir. Bunu, Siyonistler zorla kabul ettirmek istemektedirler.
Allah şöyle buyuruyor: “Küçük düşerek barış için yalvarmayın, siz en üstünsünüz ve Allah sizinle beraberdir.” [Kur’an, 47:35]. Evleri kontrol eden kız kardeşlerimiz ve kız çocuklarımız bu konuda bir rol sahibidirler ve bu rol, erkeğin rolünden daha da önemli olabilir. Çünkü kadınlar evin ihtiyaçları konusunda yöneticidirler ve eve girmesi gereken şeyleri satın almaktadırlar. Erkek ve kız çocuklarının eğitilmesinde söz sahibidirler. Çocuklara Mücahid ruhunu aşılamaktadırlar ve onları, Ümmet ve davaları konusunda yapmaları gerekenler hususunda ve Ümmetin düşmanlarına karşı yapmaları gereken şeyler konusunda eğitirler, özellikle de boykot alanında. Çocuklar bunu anladıklarında, boykotu istekli bir şekilde devam ettireceklerdir ve daha sonra ebeveynlerine yol göstereceklerdir.
Allah’a inanan tüm insanlardan, Hıristiyanlardan ve diğerlerinden ve dünyadaki bütün hür ve onurlu insanlardan bizim yanımızda olmalarını istiyorum ve doğru ve gerçek olanı, yanlış olan karşısında ve haklıyı haksız karşısında desteklemelerini istiyorum. Zayıfların galip gelmesi için yardımcı olun. Bu insanlar her gün Allah yolunda, Kutsal Değerleri korurken öldürülmektedirler.
Aynı zamanda, dünya çapındaki Arap ve Müslüman ülkelerin çalışanlarından Filistinlileri haklı davalarında desteklemelerini ve güçlü zalimler karşısında harekete geçerek, yapabildikleri ölçüde ticaretlerine zarar vererek öfkelerini göstermelerini istiyorum. Son olarak her ülkedeki sağ duyulu, mantıklı ve tecrübeli kişiden bir boykot oluşturabilmek için birimler kurmalarını istiyorum, alternatifler oluşturmalarını ve olumsuz şeyleri önlemelerini ve kitleleri eğitmeye devam etmelerini istiyorum, ta ki, hak söz ayağa kalksın ve batıl yok olsun. Kesinlikle de öyle olacaktır.
“De ki ‘çalışın’, mutlaka Allah çalışmalarınızı görecektir ve Onun Peygamberi ve inananlar da göreceklerdir, Ahirete toplanacaksınız ve tanık olacaksınız ve ne yapa geldiğinizi öğreneceksiniz.”
“Bu Fetva Kitab ve Sünnetteki delillere ve Ümmetin görüş birliğine dayanmaktadır.” Allah en doğrusunu bilir.